Friday, April 21, 2006

Bedavacilik en iyi pazarlamadir.

Bircoklarimiz kacak OS (Isletim Sistemi) veya program kullanmanin ne kadar kotu oldugu konusunda yogun saldiri karsinda kendimizi suclu hissediyoruz. Bunu biraz ugunsuz ve yanli buldugumu belirtmek istiyorum. PC lerin yayginlasmaya basladigi zamanlarda yeni bir firsat kapisini cok iyi degerlendiren yazilim firmalarinin simdi ahlak dersi vermesini hos bulmuyorum. Neredeyse her yeni bilgisayara kacak olarak programlarin yuklenmesinin kimin isine yaradigina cevremize bakarak anlayabiliriz. (Hatta turk yazilim firmalarinin da bu uygulamayi yapmadiklarini soylemek dogru olmaz.)

Sakin programlari veya sarkilari hakkini odemeden kullanmayi savundugum gibi bir fikir ortaya cikmasin. Elbette bizim gelistirdigimiz urunleri hakkini vermeden kullanilmasini istemem. Ama rakiplerimizi yok etmek icin finansal gucumuzu kullanarak bedava yayilmayi görmezden gelerek yayilmak ile goze aldiysak ahlaki konulardan bahsetmek cok dogru olmaz diye dusunuyorum.

Yazilim telif haklari ne kadar yazilim firmalarindan taraf ise en iyi yazilimi bulmak ve ihtiyaci en iyi cözen uygulamaya yatirim yapmak biz kullanicilarin da görevi diye dusunuyorum.

Tembelligimizi bilmemek(cahilligimiz) ile kapatmaya calismak bizi hem bir oyunun icine hemde kotu bir yatirima itiyor diye dusunuyorum.

Saturday, April 15, 2006

Gundelik Profesyonelite

Biraz zaman oldu ve blog tutmak yerine pasifci olmayi tercih ettim. Gundelik bakıs acilarinin ve guncelik yasama bicimininin her detayı ele alisini ve bilincimizde sindirmesine gozlemci olarak katilmak istedim. Bu profesyonel hayatimizda bloglari bize TERCUME eden insanlara ne kadar cok guvendigimizi ve kendimizi teslim ettigimizi uzulerek gordum. Blog dunyasi is dunyasina oldukca benziyor. Daha onceden yazilmis, cizilmis, uygulanmis ve tecrube edilmis deneyimleri yazarak, yasayarak ve aktararak kendimizi bu dunyanin parcasi gibi hissetme duygusuna muhtac birakiyoruz. Turk bloglarinda cevirilerden sikilip tasarim ile ilgili birseyler araken dunya uzerinde seyehat eden bir turk doktorunun seyehat bloguna rastladim. Biz ITcilerin durust olamamizin sebebini bu bloglarda farketmek buyuk keyif veriyor. Mesela biz ITciler ne kadar kibar olmaya calissak da bencil ve kiskanc yapiya sahibiz. Cozumleri baskalarinin bulmalarina dayanamadigimiz gibi bu cozumlerin aciklarini bulmak icin cirpiniyoruz.

Microsoft CRM yeni versiyonunu sirketcene kullnamaya basladigimizda bunu acikca farkettim. Adamlar bizim salakligimiz uzerinden para kazaniyorlar. SugarCRM ile aralarinda ciddi bir fark olmamasina ragmen microsofta arti deger ile yaklastigimiz gibi basit bir arayuzu CRM gibi karmasik bir yapida cozum gibi sunabiliyoruz. Ustelik microsoftun bize dayatmaya calistigi kotu arayuzu kabul edip teslim olma duygusuna oldukca yakin duruyoruz. CRM gibi karmakarisik bir sistemi basit excel tablolarinda cozebiln umudumuz yarin evrim teorisinin wordde yazilmadan anlayamiyacagimiz kivama gelmesini sagliyor. Dynamics ailesi ile hem micro hem soft ciddi sekilde SAP a rakip olmaya calisiyor. Isin garip tarafi Linux cephesi buna alternatifler uretse bile biz ITciler destek vermemek icin turlu finansal bahanelere siginiyoruz. Hade bu isten para goturen buyuk IT (sozde buyuk tabi exchange'i gocup amerikadan uzman isteyen, 20 mb bos disk alani ile koca backbonelar admin etmeye calisan sistemleri de gorduk ama neyse)ler hizmetlerini pahali satmak icin gercekleri gormezden geliyor, multinational firmalar nasil oluyorda ITden anlamayan adamlari bu isten sorumlu yapiyor ona inanamiyorum. Biraz karisik yazdigimin farkindayim ayni birsey bilmeden cozum ureten buyuk IT firmalarimiz gibi yazi yazmaya calisiyorum zira ne kadar anlamaz isen o kadar biliyorsun havasindasin.

Buyuk it firmalarina onerilerim de olur fakat sirtlarindaki kanburda en son suclayacaklari ITciler olur diye yuksek sesle yuksek kalite standartlarindan bahsetmek istemiyorum.

Genede IT sektorunun sektor git diyemedigi yuzune biran once demesi gerektigini hatirlatmayi borc biliyorum.

Afiyet olsun sektorIT.